17 Aralık 2016 Cumartesi

UZMAN GÖRÜŞÇÜMÜZ OYA ARSLAN ARMUTÇU’DAN İNCİLER

1.Erken tanılama ve erken müdahale niçin önemlidir?
 Özel  eğitim  gereksinimli bireylerin ihtiyaçları doğrultusunda  tanının ilk koyulduğu günden itibaren doğru bir tedavi  ve eğitim  gereksinimlerinin daha iyi ve daha doğru karşılanmasına yönelik erken müdahalenin büyük bir önemi vardır.  Erken müdahalenin uygulanması için erken tanılama gerekmektedir.  Tanılamanın tıbbi  boyutu  üniversitelerin çocuk psikiyatrisi bölümlerinin ve ekibinin  yürüttüğü çalışmalardır. Tanılama ve müdahale  birbirinden ayrılmayan iki anahtar kavramdır. Özel gereksinimli çocukların ücretsiz eğitim haklarından yararlanabilmeleri  için tanılanma süreçlerinden geçmesi gerekmektedir. Yaş düzeyi ilerledikçe gereksinimlerinin artması nedeniyle  ihtiyaç duyulan gereksinimlerin çocuğa kazandırılması için ne kazandırılacağını belirleyerek uygun becerilerinin çalışılmasına yönelik erken tanılama ve erken müdahale önemlidir. 

2.Erken tanılama ve erken müdahalenin sağlanması için aileler neler yapmalıdırlar?
             Öncelikle olarak ailelerin gelişim süreçleriyle ilgili bilgi sahibi olması gerekmektedir. Türkçeye çevrilmiş olan gelişim ölçekleri ve programları ailelerin kullanabileceği kaynaklardır. Ailenin ikinci çocuğu ise ilkine oranla ikinci çocuğun nasıl bir gelişim gösterdiğini takip etmesi  farklılıkları gözlemlemesini kolaylaştırır. Eğer ailenin ilk çocuğu ise olası yetersizlikleri ve var olan yetersizliğin gerileme göstermesini  aile gözden kaçırabilmektedir . Ailelerin,çocuktaki farklılığın farkına varma aşamasını yaşamaları gerekmektedir. Aile  bunu  nasıl fark edebilir ? Normal gelişim gösteren çocukların gelişim süreçlerini bilerek  aylık/yaş olarak takip ettiklerinde çocuklarının gelişiminde bir ya da birkaç alandaki farklılığı varsa tanılamayla ilgili gerekli yere başvurmaları gerektiğini söylüyoruz. Fark ettiklerinde tanılamayla ilgili çeşitli derneklere,kurumlara  başvurması gerekir.  Bu derneklerin hazırladığı broşürlerden ve uygulamalardan faydalanması gerekmektedir. İlgili kurumlar bazen tanılamada aceleci davranıyor olabilirler bazen de bu tanılamayı geciktirmeye yönelik izleme sürecine dahil edebiliyorlar. Ailenin bu durumdan olumsuz etkilenmemesi için farkındalığının yüksek olması gerekir.  Erken tanıyı ailenin koyması gibi bir durum söz konusu değildir. Ailelerin  çocuklarında konuşamama, göz kontağı kuramama  gibi farklılıkları hissettiklerinde aşırı aceleci davranarak acaba çocuğum otizmli mi gibi soru işaretlerine yer vermek  yerine yapabilecekleri en doğru şey çocuk gelişim merkezlerine, çocuk psikiyatri servislerine giderek erken tanıya yönelmeleridir.  Tanılama süreçleri işledikten sonra  rehberlik araştırma merkezlerine yönlendirilirler.

    3.Tanılama sürecinin ardından ailelerin ‘Aşamalar Modeli’ne göre verdikleri tepkileri içeren şok, reddetme, acı ve depresyon, çelişki, suçluluk, kızgınlık, utanç, pazarlık süreçlerinden kabul ve uyum sürecine geçişlerini hızlandırmak için neler önerirsiniz?
             Yaşanan evrelerin bazılarında aileler takılıp kalıyor ya da bir ilerleme gösterdikten sonra geriye de dönebiliyorlar. Evet ulaşılmak istenen en hızlı evre kabul evresidir.  Peki kabul etme nedir? Kabul evresine ulaşabilmek için bu şok, acı, depresyon gibi evrelerin yaşanmaya ihtiyacı vardır. Elbette bu evreleri yaşarken özel eğitim öğretmeninden alınacak destekler farklı özel eğitim öğretmeniyle birlikte çalışan paralel meslek gruplarından alınabilecek destek farklıdır. Eğer aile depresyon, şok reddetme gibi temel duyguları var ise Psikolog ya da psikiyatri servisine giderek kabule yönelik kendi duygularını yansıtarak kendi duygularına yönelik bir yardım almaları gerekmektedir. Özel eğitim öğretmenlerinden daha çok yandaş alan olan bu rehberlik hizmetlerinden yararlanmaları gerekmektedir. Bu evreler 1. Evre 2.evre yaşandı gibi bir sıra izlemez hayatın her parçasında bu duygular yer almaktadır birçok evre iç içe geçmiş şekilde yaşanır. Önemli olan çocuğun yapabildiklerine yönelmektir. Aile internetten aldığı bilgiler doğrultusunda ya da çevresinde gördükleri normal gelişim gösteren çocuklara bakarak kendi çocuğunu karşılaştırmasıyla kabul evresine geçişi zorlaştırmaktadır. Her çocuğun kendi içerisinde değerlendirilmesi ve ilerlemelerinin izlenmesi gerekmektedir. Aile kabul evresine ulaşmak için kendi çocuğunu iyi tanıması, çok az bir ilerleme gösteriyor olsa bile o ilerlemenin ona dünyaları vermiş olduğunu hissetmesi kabul evresine daha hızlı geçmesine kolaylık sağlar.

4.Çocuğun engel durumuyla ilgili bilgi alma sürecine yönelik neler söyleyebilirsiniz?
              Çocuğun yetersizlik durumuyla ilgili bilgi alma sürecinde doğru uzmanları bulmaları önemlidir. Bu uzmanlar özel eğitim öğretmenleri ve üniversitelerin özel eğitim akademisyenleridir. İnternetteki bilgilerin çoğunda engel grubuna yönelik çocuğun yapamadıklarına odaklanmaktadır ve bu doğru bir kaynak olmamaktadır. Özel eğitim felsefesinde çocuğun yapabildiklerine odaklanmak vardır. Ne yapamadığı değil ne yapabildiğidir. İnterneti doğru kişilere ve özel eğitim kitaplarına ulaşmak için kullanmaları gerekmektedir. 

5.Çocuğun engelini kardeşlerine ve yakın ailesine kabullendirme sürecinde neler yapılmalıdır?
             Aileler kendi edindiği bilgileri çevresindekilere de aktarmalıdır.  Aile çocuğunun  yapamadıklarına değil yapabildiklerine, öğrenemediklerine değil öğrenebildiklerine sadece öğrenme sürecinin biraz yavaş olduğuna, örneğin down sendromluydu bu yüzden yapamıyor yerine bu noktadan şuraya geldik diyerek  ilerleme gösterdiğine dikkati çekmelidir. Aileye yeni eklenen bireylerin özel gereksinimli ya da normal gelişim gösteren bireyleri kabule erişmesi için aile bireylerinin yaşantı sahibi olması gerekmektedir. Özel gereksinimli bir bireyde aileye geldiğinde abinin ablanın bu kardeşle vakit geçirmesi gerekmektedir. Aile aşırı koruyucu ise aman dokunma şöyle olur, böyle olur gibi tepkiler sergilemek yerine bu tepkileri en aza indirmeli, ne yapmaması değil ne yapması gerektiğini söylemelidir. Örneğin anne kardeşini kucağına almamalısın dememeli, kardeşini ben yanındayken kucağına alabilirsin diyerek kardeşler arasında etkileşimi sağlamalı. Yaşlar eğer daha büyükse abla ya da abi kardeşine bir şey öğrettiklerini fark ettiklerinde en iyi kabul süreci burada başlar.  Ailelerin yaşadığı bir diğer sorun yakın aileye bu durumu söylemeli miyiz ya da nasıl söylemeliyizdir. Böyle durumlarda hem yetersizliğin hem de yetersizliğinin özelliklerinin doğru şekilde aktarılması gerekir.  Yakın aileye çocuğun olası problem davranışlarıyla da ilgi bilgi verilmelidir. Ve bunlara yönelik çözümleri paylaşılmalıdır. Bir misafirliğe gidildiğinde nesneleri çevirme, yere atma davranışı varsa ve aile bu davranışlara bir çözüm getirmişse gidilen yerde de bu çözümü ve süreci uygulayabilmeli ki çocuk yaptığı davranışa karşılık aynı tepkiyi alabilsin. Aile kabulü nasıl sağladıysa edindiği bilgileri etrafındakilere de bilgi vererek öğrendiklerini aktarmalı. Bulaşıcı bir hastalık olarak görülmesi durumunda çevredekilerin görüşmek istememesi, problem davranışların kendi çocukları tarafından öğrenilebileceğini düşünmeleri ailelerin karşılaştığı bir diğer sorundur. Yakın aileye bir farklılığın olduğunu, bu farklılığın en aza indirilebildiğini, durumla ilgili bilgileri olmadığı için korkmalarının normal olduğunu ancak korkmanın bir çözüm getirmediğini söyleyerek, ailenin doğru davranışa model olarak yakın aileye göstermeleri gerekmektedir.

6.Ailelerin toplum tarafından kabul görme sürecini kolaylaştırmak için önerileriniz nelerdir?
             Birlik olmak, belli kurumlar, vakıflar altında bir araya gelerek toplum aileyi kabul etme durumuna gelmelidir. Toplumla birlik olarak birleşerek toplumdan ne beklediğini  söylemeli.  Herkes nerede nasıl bir hizmet alması gerekiyorsa o hizmeti almalı. Aile çocuğunu kabul ettirmekle uğraşmamalı  toplum bu durumu zaten kabullenmelidir.  Ailenin temel görevi aile içerisinde süreci düzenlemek  kendi içerisinde yaşadığı evreleri doğru şekilde atlamak çocuk veya çocuklarıyla olan iletişimlerini doğru kurmak. 

7.Aileler çocuklarının uygun olan davranışlarını desteklemek ve arttırmak için hangi yöntemleri nasıl uygularlar?
              Ailede sistematik yöntemlerin neler olduğunu bunları  nasıl kullanacağını bilmeli. Bir öğretmen olmadan da anne baba olarak çocuğuna pek çok şeyi öğretebileceğinin farkına varmalıdır. Nasıl farkına varır? Bunu  kitaptan okuyarak farkına varamaz. Ailenin sorumluluğu hizmet aldığı merkezden yöntemlerin kendisine öğretilmesini talep etmesidir.  Zorunlu olan aile eğitim programları sadece kağıt üstünde yürütülmeyecek  8 -10 haftalık bir program  düzenlenecek ve her bir ilerleme ailenin kendisi için değerlendirilecek. Uygun davranışı nasıl oluşturacağını, pekiştireceğini, akademik olan ya da akademik olmayan becerileri nasıl destekleyeceğini doğru uzmandan, öğretmenden öğrenecek.

8.Aileler çocuklarının başarı/başarısızlık durumlarına ne gibi tepkiler vermelidirler?
             Çocuğun yapamadığı bir şeyi yapabilir hale gelmesi bir ilerleme olduğunun göstergesidir. Aile bu ilerleme durumunu fark ettiğinde çocuğu yoğun bir şekilde pekiştirmelidir. Olumlu bir davranışın ardından aferin, harikasın, kendi başına yapabiliyorsun diyerek istenen davranışın sıklığını arttırır. Var olan başarıyı ailenin görmesi ve gördüğünü çocuğa fark ettirmesi gereklidir. 

9.Aileler genellikle yasal haklarıyla ilgili bilgi edinmede sıkıntı yaşıyorlar, bu konuyla ilgili olarak nereden ve nasıl bilgi sağlayabilirler? 
             Aile yasal haklarıyla ilgili bilgiyi okuyarak edinmek istiyorsa özel eğitimde yasal hakların gelişimi, yasalar ve özel eğitim kitapları da bulunmaktadır.  Kişinin bilgiyi kişiden edinmesini tavsiye ediyorum bu yüzden dernekleşmeyi ve vakıflaşmayı önemsiyorum. Yetersizlik gruplarının isimleriyle başlayan (down sendromlular derneği, otizm vakfı) derneklerle işbirliği içerisinde olmayı,  bu derneklerin var olan projelerine katılmayı yasal haklarla ilgili verilen eğitimlere katılmayı, dernek kapsamında olan avukata yaşadığı hukuki süreçlerle ilgili danışmayı ve dernek kapsamında bu bilgilere ulaşmayı daha uygun görüyorum.

2 yorum: